21 Ekim 2012 Pazar

Tek Poşetçi Çift Poşetçi?


"Amerika da bir tüketicinin kendi çapında yaptığı araştırmadır. Marketleri dolaşıyorlar ve kasada poşetleri dolduran işçileri gözlemliyor. Bazı işçiler bir tane poşete ürünleri doldurup hoşçakalın bile demeden müşteriyi gönderirken bazı işçilerde güler yüzlü olup, poşet yırtılmasın diye ürünleri iki kere poşetliyor. Sadece görevini yapan, müşteriyi memnun etmeye çalışmayan hatta işine kendini adamayanlar tek poşetçi, müşterinin memnuniyetini önemseyen, zorunlu olmadığı halde şirketine yarar sağlayacak işler yapmaya çalışıp işine kendini adayanlarsa çift poşetçi."
Fakat arada arkadaşın biri tek poşetçi misin çift poşetçi misin?  dediğinde bunun günlük hayat terimi olarak kullanıldığını farkettim.

Can Ulgen 'in     
bloğundan alıntıladığım aşağıdaki yazı oldukça açıklayıcı bu konuda.


"Süpermarketlerde, müşterinin aldığı malları poşetlere dolduran kişilere poşetçi denir. Poşetçiler kasiyerin hemen arkasında çalışırlar. Kasaya kaydedilen malları poşetlere koyar ve müşterilere verirler.

Tek poşetçiler, sadece bir poşet kullanırlar, müşterinin aldığı malları tek bir poşetin taşıyıp taşıyamayacağını düşünmezler. Malları poşete koyarken özen göstermez, rastgele doldururlar. Yumurtalar altta kalırsa kırılır, üzümler ezilir gibi bir kaygıları yoktur. İşlerini sevmedikleri ve angarya gibi gördüklerinden yüzleri de hiç gülmez. İşlerini yaparken sürekli söylenir, şikayet ederler. Dikkatleri dağınıktır. İşlerini ağırdan aldıkları için sıradaki müşterileri sinirlendirirler. Kasiyerler ile atışır, münakaşa eder ve işin hızını düşürürler. Kendini koşulların kurbanı olarak gören "tek poşetçi" işini şöyle tanımlar: "Ben yalnızca poşetlere eşya doldururum."

Çift poşetçiler, bir yandan kendisini geliştirirken, diğer yandan da başkalarının gelişimine yardımcı olur. Çift poşetçi, müşterilerin mallarını poşete doldururken, gerektiğinde iki poşeti iç içe koyar, böylece malların ağırlığı nedeniyle poşetin yırtılma riskini ortadan kaldırır. Çift poşetçi, kendisini müşterinin yerine koyarak işini yapar, malları doldururken dikkat eder, ağır olanları alta koyar. Kırılacak, ezilecek şeyleri özenle yerleştirir. Güler yüzle hizmet eder. Zamanı varsa otomobiline kadar müşteriyi geçirir, eşyaları yerleştirmesine yardımcı olur. Son olarak "marketimize geldiğiniz için teşekkür eder, yine bekleriz" diyerek uğurlar. Çift poşetçi yaptığın işin bütünle ilişkisinin bilinci içinde, yaptığı işi değerlendirirken şunları söyler: "Ben marketin müşteri kaybetmemesine ve yeni müşteri kazanmasına katkıda bulunuyorum."

Ayakkabı satmak üzere Afrika' ya gönderilen satış elemanı eğer "tek poşetçi" ise; hemen şöyle bir savunma yapacaktır: "burada herkes yalınayak dolaşıyor" kimseye ayakkabı satamayız.
Satış elemanı "çift poşetçi" ise: "burada herkesin ayağı çıplak" herkese ayakkabı satabiliriz.

Akşam işinden evine gelen "tek poşetçi" eş, yoğunluktan yakınır. Eşiyle ilgilenmek yerine televizyon karşısında uyuklar. Çocuğu ona yeni oyuncaklarını göstermek istediğinde, onun bu dileğini "şimdi gazete okuyorum" diyerek geri çevirir. Oysa işinden evine dönen "çift poşetçi" eş neşelidir. Evdekilerin günü nasıl geçirdiklerini ilgi ile dinler. Akşam ne yapmak istediklerini öğrenir ve herkesi memnun edecek seçenekler sunar. Çocuğu onu çağırdığında yeni oyuncağın sevincini onunla paylaşır, birlikte oynar.

Çift poşetçi hem kendi ilerlemesine hem de başkalarının gelişmesine etkin bir ilgili gösterir. Kendisini ve çevresini hep daha iyiye, daha yeniye yönelik olarak değiştirir ve geliştirir. "

 Notcuk; Yazarın izniyle paylaştım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder